Kitap okumak kolaymış.
Kitap yazmak çok zor bir işmiş.
Ömrümce hep okudum kitapları.
Dünya klasiklerini okudum.
Bazılarını iki yada üç defa okudum.
Okudukça da gözden kaçırdıklarımı yakaladım.
Anlamadıklarımı anladım..
Hakikat buymuş.
Dünya Klasiklerini bir defa okumakla anlamak yada kavramak zormuş..
Bizim yerli klasik sayılan kitapları okumak daha kolay ama anlatması bir o kadarda zordur.
Çünkü dünya klasiklerini anlatmak yorumlamak yada eleştirmek okuyanlar
için çok zor bir tavır değildir.
Ancak bizim olan yerli klasikleri anlatmak yorumlamak yada eleştirmek çokta kolay değildir.
Çünkü toplumun insanların çoğunluğu dünya klasiklerini okumaz ama yerli klasikleri okuyan çoğunluktur..Yeni dijital sosyal medya zamanlarında bu çoğunluk azalsada..
Bizim yerli klasikleri okuyan bir kitle var..
Biz okuyanlar için bu durum güzel bir gelişmedir..Güzel sevindirici bir harekettir.
Harekettir.Zira toplumun bir başka çoğunluğu hiç okumuyor.
Bırak kitabı bir gazete haftalık yada aylık bir dergi dahi okumuyor..
Evet kitap okumak kolaymış kitap yazmak zormuş..
Nerden geldik bu fikriyata?
Naçizane bizde bir kitap çalışmasındayız.
Anamla yaşadıklarımızı yazıyorduk anlatıyorduk.
Anamın 14 yaşında gelin geldiği benimde Doğduğum büyüdüğüm Hrant Dink Abiminde doğduğu üç yaşına kadar yaşadığı Sal Köprü Mahallesinin tarihini birlikte yazacaktık anamla..
Ama 90 yaşındaki anam bir akşam vakti 10 dakikada benim kucağımda bizlere elvada dedi..
Oysaki birlikte kitap yazıyorduk. Benim hatırlamadıklarımı 90 yaşındaki anam hatırlıyordu. Anamdan sonra dağıldım.
Birlikte yaşadığımızı kitaplaştırıyorduk.
Anamdan sonra
Kitap yazma isteği zayıfladı.
Çünkü anam hep hayatımda var oldu.
Üç yıllık firari hayatım dışında hep yanımdaydı..
Anam benim hep yanımdaydı ve beni hiç yanlız bırakmadı.
Bazen yeter oğul yeter okumaktan yorulmadın mı derdi..
Kitap okumak kolaydır ama önemlidir.
Kitap yazmak zordur ama anlamlıdır.
Söz anam birlikte yazmaya başladığımız kitabı bitireceğim..